Însan başlı, aslan pençeli, büyükçe bir kuştur Sımir. Dünyanın kuruluşundan beri o da vardır, yaşıttır yani onunla. Tüyleri rengârenk, saçları uzundur. Renklerin dansına eşlik eder. Dünyanın yok oluşuna ve yeniden kuruluşuna tanıklık etmiştir tam üç kere. Artık umudunu kesmiştir…
Karanlık Kent’in en eskilerinden biri olan Yaşlı anlatır, geçmişte olanları: “Önce doğa ananın değil, insanların dedikleri olmaya başladı. İnsanlar doğayı değiştirerek, daha kolay bir hayat kuracaklarına inandılar ama yanıldılar…”
Gölge ise, gerçek bir dünyada yaşamak istemektedir. Gerçek nehirlerin, gerçek ağaçların, hayvanların olduğu; kendi kararlarını verebildiği bir dünyada… Dışarısı ise, karanlık ve tehlikelidir. Çocuklar oyunun ne olduğunu bile bilmeden büyümektedir. İnsanlar doğanın değerini bilemediği için, Güneş terk eder şehri. O gün dengeler bozulur.
Yaşlı bu yüzden torunu da Gölge ve Sımir’le birlikte cenneti aramaya gönderir.